Pablo Neruda'dan
Çeviriler

Anasayfaya
Eleştirileri sayfasına
 

 
Bir Şiir Beş Çeviri

Pablo Neruda'nın "MUCHOS SOMOS" adlı şiirinin Türkçeye yaptığımız çeviri çalışmalarını aşağıda sunuyoruz.   Siz de "Muchos Somos" "We are Many" şiirini çevirmeyi denemek isterseniz lütfen çevirinizi dipnot@dipnotkitap.net adresine gönderiniz.  Çeviriniz beğenilirse sitemizde yayımlanacaktır.
 

MUCHOS SOMOS, We are Many,
Çoğuz Biz, Kalabalığız ve Şiir

Yücel Nural Çevirisi    Eren Arcan Çevirisi   İsmail Aksoy Çevirisi

 

MUCHOS SOMOS
Pablo Neruda



DE tantos hombres que soy, que somos,
no puedo encontrar a ninguno:
se me pierden bajo la ropa,
se fueron a otra ciudad.

Cuando todo está preparado
para mostrarme inteligente
el tonto que llevo escondido
se toma la palabra en mi boca.

Otras veces me duermo en medio
de la sociedad distinguida
y cuando busco en mí al valiente,
un cobarde que no conozco
corre a tomar con mi esqueleto
mil deliciosas precauciones.

Cuando arde una casa estimada
en vez del bombero que llamo
se precipita el incendiario
y ése soy yo. No tengo arreglo.
Qué debo hacer para escogerme?

Cómo puedo rehabilitarme?
Todos los libros que leo
celebran héroes refulgentes
siempre seguros de sí mismos:
me muero de envidia por ellos,
en los filmes de vientos y balas
me quedo envidiando al jinete,
me quedo admirando al caballo.

Pero cuando pido al intrépido
me sale el viejo perezoso,
y así yo no sé quién soy,
no sé cuántos soy o seremos.
Me gustaría tocar un timbre
y sacar el mí verdadero
porque si yo me necesito
no debo desaparecerme.

Mientras escribo estoy ausente
y cuando vuelvo ya he partido:
voy a ver si a las otras gentes
les pasa lo que a mí me pasa,
si son tantos como soy yo,
si se parecen a sí mismos
y cuando lo haya averiguado
voy a aprender tan bien las cosas
que para explicar mis problemas
les hablaré de geografía.
We are Many
Pablo Neruda
Translation from Spanish : Sylvia Sur



Of the many men that I am, that we are
I could not meet a single one:
Lost to me they are under clothing
Gone to another town.

When all is ready
For me to display my intelligence
A clown that comes out of hiding
Puts words in my mouth.

Other times, I am sleeping in the midst
Of distinguished people
And when I look in me for the brave one
A coward that I don't recognize
Runs to gather my skeleton
In a thousand delicious cautions.

When a respected house burns
Suddenly the fireman whom I called
Turns into the arsonist and
this one is I.  I am a hopeless case.
What must I do to pick myself out?

How can I restore myself?
All the books which I read
Celebrate brilliant heroes
Always sure of themselves:
I am dying of envy of them.
Those movies of winds and bullets
Leave me envying the rider,
Leave me admiring the horse.

But when I ask for the intrepid one
Out comes the old deckchair
And thus I know not who I am,
How many I am, or we are.
I would love to ring a bell
And pull out my true self
Because if I need myself
I should not lose me.

While I write, I am absent
And when I come back, I have left
I am going to see if other people too
Experience what I experience
If they are many just like I am
If so they seem to themselves
and after having determined this
I am going to learn so many many things
that to explain my problems
I shall speak to them of geography.

 

Çoğuz Biz

Pablo Neruda

 

Olduğum pek çok kişiden, olduğumuz kişilerden

Tekine bile rastlayamadım

Kaybolmuş her biri giysilerinin altında

Çekip gitmiş başka bir kente.

 

Herşey akıllı bir kişi olduğumu

Sergilememe hazırken

Bir palyaço çıkagelir gizlendiği yerden

Ve sözler sokuşturur dilime.

 

Bazen önemli insanlar ortasında uyuklarken 

ve içimdeki cesur "ben" i aradığımda

Hiç tanımadığım bir korkak  koşar gelir

Sarmak için iskeletimi

Binlerce harika temkinle

 

Saygın bir evi alevler sardığında

Çağırdığım itfaiyeci

Döner aniden bir kundakçıya. 
O da ben  !

Ümitsiz bir vakayım ben

Nasıl seçeceğim kendimi

Bu kalabalığın içinden...

 

Nasıl yerleştireceğim kendimi yerli yerine?

Okuduğum bütün kitaplar

Göz kamaştıran, kendinden

her zaman emin olan 

kahramanları yüceltir.

Hasedimden çatlarım,

Rüzgar ve kurşunların kol gezdiği  filmlerde

Atlıları  kıskanırım

Atlara saygı duyarım.

 

Ne zaman gözüpek kişiliğimi yüzeye çağırsam

Eski uyuşuk benliğim çıkagelir

İşte bu yüzden kim olduğumu bilemem ben..   

Ya da kaç kişi olduğumu, olduğumuzu.

Bayılırdım eğer bir çan çalıp içime
Gerçek kişiliğimi çekip çıkarabilseydim

Çünkü asıl "ben"  gerekiyorsa bana 

"Kendimi" kaybetmemeliyim.

 

Yazı yazdığımda yok olurum ben

Döndüğümde, gitmiş olurum.

Butün bunlar başkalarına da böyle oluyor mu

merak ediyorum

Onlar da benim kadar "çok" mu ?

Kendilerine böyle geliyor mu

bilmek isterim.

Bunu bulguladığımda

Öylesine çok şey öğreneceğim ki 

Sorunlarımı  anlatmak için onlara
Kend,mden değil

Coğrafyadan söz edeceğim.

 

İngilizce Sylvia Sur çevirisinden

Türkçeye çeviren Eren Arcan

 

Birçoğuz Biz 
Pablo Neruda
İnternet Çevirisinden
Türkçeye Çeviren Yücel Nural

Bir  tekinde karar kılamam
Olduğum, olduğumuz birçok adamdan.
Yitip gittiler benden giysilerin gizinde.
Başka kente göçtüler.

Tam da yerli yerine yerleşti derken
Us sahibi adam gösterişim,
Ele geçirir dilimi, ağzımı işgal eder
Gizleyip durduğum divane kimliğim.

Seçkin kişiler arasında, bazen,
Fırsat düştükçe, mayışıp, geçiyorum kendimden,
Kendimi toplayıp yüreklenirsem, eğer,
Hiç tanımadığım, bilmediğim bir  ödlek
Binbir  küçük çekince salıp
Sarıp sarmalar iskeletimi.

Alevlere teslim olunca görkemli bir ev
İtfaiyeci gelecekken çağırdığım,
Bir kundakçı çıkagelir sahneye,o da ben.
Elimden gelmez bir şey,
Ne yapsam da ayırdetsem kendimi,
Acep nasıl toparlasam ben Ben’i?

Hasedimden ölürüm,
Özgüvenle dopdolu
Pırıl pırıl kahramanlar
Baş tacı edilince okuduğum kitaplarda;
Ve havalarda uçuşan kurşunlar filmlerde,
Ve kovboylar kıskandığım
Ve de hatta beni hayran bırakan atlar...

O capcanlı varlığımı çağırdığımda, ama,
Çıkagelir o tembel,ihtiyar benlik,
Ve işte ben tam kim olduğumu hiç bilemem,
Ya da kaç kişi olduğumu,ya da biz kim olacağımızı...
Keşke, bir zile dokunup ta gerçek kendimi,
Sahici ben’i çağırabilseydim,eğer
Gereksinimim varsa  benim öz benliğime,
Kendimi gözden yitirmemeliyim.

Uzaklardayım ben, yazıp dururken.
Geri döndüğümde artık gitmişim.
Bana olan bu haller başkasına olur mu?
Kendisini ben gibi kalabalık  bulur mu?
Acep kendilerini aynen böyle görür mü?
Bu mesele baştan başa  keşfedilmiş olunca
Kendimi her konuda öyle bir eğiteceğim
Dertlerimi anlatmaya çalışırken beni değil
Artık coğrafyayı söz konusu edeceğim!

 

Kalabalığız
Çeviren: İsmail Aksoy

Olduğum onca insandan, olduğumuz insanlardan,
birini bile bulamam:
yiterler hepsi giysi altında,
taşınırlar başka kente".

Her şey hazırken
göstermem için zekâmı
içimde gizlenen bir budala
söyler ağzımdaki sözcükleri.

Başka zamanlar uyuşurum
güzide bir topluluğun arasında
ve baktığımda cesur olan kendime
tanımadığım bir korkak
sarmalar hızla iskeletimi
binlerce ince bahaneyle.

Saygın bir ev tutuştuğunda,
çağırdığım itfaiyeci yerine
bir kundakçı çıkar ortaya
ve o benim. Düzeltemem bunu.
Nasıl ayırt etmeli kendimi?
Nasıl toparlamalı kendim

Okuduğum bütün kitaplar
kendinden emin parlak kahramanları
överler her zaman:
ölürüm onları kıskanmaktan,
ve rüzgârla mermilerin filmlerinde
hayranlıkla bakakalırım atlıya,
ata bile hayran olurum.

Fakat aradığımda atılgan birini
çıkar dışarı eski tembelliğim
ve böylelikle bilmem kim olduğumu,
kaç kişi olduğumu ya da olacağımızı.
Keşke bir zile basabilsem
ve çağırabilsem kendi özümü,
çünkü gereksiniyorsam kendimi
yitirmemeliyim kendimi.

Yazarken bunları uzaklardayım
ve geri geldiğimde gitmişimdir:
bilmek isterim yaşamışlar mı
diğer insanlar da yaşadıklarımı
benim gibi kalabalık mı onlar da,
ve bu sorunla onca boğuştuktan sonra
bir hayli şey öğreneceğim
ki sorunlarımı anlatacağım zaman,
coğrafyadan bahsedeceğim.

Pablo Neruda
Çeviren: İsmail Aksoy
(“Estravagario”dan, 1958).