| Sanki eski bir zaman düşünde... Nedim Atilla
http://www.nedimatilla.com/index.php?option=com_content&task=view&id=243&Itemid=68 Cumartesi, 04 Ağustos 2007 Bugün günlük siyaseti, 'o buraya geçti, şu buradan geçecek' gibi haberleri bir kenara koyalım ve edebiyattan söz edelim mi? Bir yazarın, eserini özlemini, eksikliğini her an hissettiği bir insana 'anneanne'ye adaması o kitap için daha en başından iyi duygular beslememiz için yeterli oluyor. Geçen aralık ayında peşpeşe elime geçen İzmirli yazar Raşel Rakella Asal'ın üç kitabına üç hafta sonu ayırdıktan sonra bu yazıda sizlerle onun müthiş birikimini paylaşmak istedim. İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dillerinde turizm rehberliği yaptığını öğrendiğimiz Asal'ın kitapları Boşders Kitapları'ndan çıkmış... 'Her Şey Sanki Bir Eski Zaman Düşünde Şimdi' adlı kitapta, anneannesi ile aynı adı taşımak için gittiği Amerikan Kız Koleji'nin unutulmaz müdiresi Mrs. Blake'in nüfus kağıdı değiştirmesine kadar varacak olan 'Rakella' adını koruma çabası içinde enteresan İzmir anılarını bir arada bulmak mümkün. Bu anıların içinde anneanne ile torunun yaşanmış ortaklıklarının da öyküsü geniş bir biçimde bulunuyor. Kitapta İzmir Musevileri'nin yaşamından da enteresan kesitleri bulmak da okur için sürprizler yaratıyor. Örneğin Karataş Beth-Israel Sinagogu'nda yapılan dini nikah töreninde hahamın uzattığı kadehi kırıp ayağıyla ezen damat ve eşi için sadece İzmir Musevileri'nin bir geleneği olan 'Kezada' yı bir kitapta bulmak ilginçti. Geçmişe doğru uzanan bellekte, İzmir'deki şehir yaşamından izler var... Kolejli okul yıllarında Kalabak'tan denize açılmalar, yazlık evin cibinliğinin içine bile girebilen sivrisinekler. Öte yandan anneanne Raşel Sabanoğlu'nun güncesi... Kitaptaki fotokopiden Fransızca yazıldığını gördüğümüz notlar. 20. yüzyılın hemen başında Turgutlu'da başlayıp, Avustralya'da, Avrupa'da, İstanbul'da ama çoğunlukla da İzmir'de süren bir hayattan çizgiler... Bir insanın, bir kadının hayatı ve kendi ömrünü anlamlandırma kavgasından, onun torunu tarafından adeta güncellenen o hikayeden sökülüp günümüze taşınan, bize maledilen soru işaretleri ünlemler... İspanya ve Rusya'daRaşel Rakella Asal'ın mesleğinin turizm rehberliği olması gezi notlarını duygusal denemelere dönüştürmesi için elbette neden değil. Zaten 'Duyuyor musun Kalbim' adlı kitabı da sadece bir İspanya gezisi olarak başlayan seyahatin iç savaşta İspanyol halkının çektiği acılarla, verilen özgürlük mücadelesinin gerçekleriyle yüzleşmenin dayattığı parçalanmış dramatik görüntülere dönüşmesini yansıtıyor... Asal'ın 'Volga Hüznü' adlı kitabı ise tam bir gezi izlenimleri yapıtı. Bu kitaplar çıkıncaya kadar İzmir'de böyle bir yazar olduğunun farkında bile değildim. Bazen ne kadar az şeyin farkında olduğumu düşünüyorum. Böyle pazar günleri de farkındalıkların artmasına neden olabiliyor.
HATIRALARDAN KALAN Güneş PEHLİVANTÜRK İzmirli bir yazardan gayet romantik bir hatırat:
Her Şey Sanki Bir Eski Zaman Düşünde Şimdi
Aynı kitabın ismi gibi bir hava hakim kitaba. Yazar, Raşel Rakella Asal, çocukluğundan başlayarak anlattığı anılarında okuyucuna bir eski zaman düşü yaşatmaya çalışmış. 1950-1960’larda, İzmir’i, çok sevdiği anneannesinin kişiliğini ve yaptıklarını, zamanı ve Yahudi toplumunu derinlemesine değil; fakat kişisel anılarıyla zenginleştirerek aktarmaya çalışmış. O kadar özel yaşanmışlıklar yansıtılmış ki sayfalara… Yoksulluğun ve iyiliğin dayanılmaz hezeyanlarından tutun da genç Rakella’nın aşkı ve aşkının dokunuşlarına dahi şahitlik ediyorsunuz. Son derece kırılgan ve kelimenin tam anlamıyla romantik bir dili var Asal’ın. Cümlelerini bazen anın ona hatırlattığı simge kelimelerle oluşturmuş, betimleme kaygısına düşmeden. Kendi kendisiyle konuşmuş. Bazen anılarına hayatının en büyük armağanıymış gibi davranmış. Değer vermiş. Kıymetlendirmiş onları. Hatıralarını hem kendi yaşamış hem da yaşatmış okuyucuya. Anneannesini anlatırken onu yaşatmak istemesi gibi. Son derece iyi kalpli, yardımsever, yetenekli ve sosyal bir kişilik. Çevresine ve ailesine ışık saçan bir insan. Yol alan, el veren bir kadın. Yazarın dünyasını şekillendiren ender karakterlerden ilki. Onun için bir ana tanrıça. Kitabın (ve anıların) adandığı bir diğer kişi de Raşel Rakella Asal’ın (ya da sadece Rakella’nın) sevgilisi, daha sonra da eşi olan kişi. Bir adı yok. Çok daha içerilere gömülmüş ismi anlaşılan. Ama yaşananlar, yaşattırılanlar taptaze ve bembeyaz. Aşkın, dokunuşun ve yaşamsal estetiğin anlatılışı o kadar duru ve temiz ki okurken, sanki eski günlüklerinizi, günlüklerinizdeki o saf, biçare, habersiz çocuğun sesini duyar gibi oluyorsunuz kulaklarınızda! Bu anlamda anı yayıncılığında Asal’ın farklı bir yerde olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Büyük bir ordu komutanı değil yazar, cephe gerisinde yaşananları ya da taktik projelerini paylaşan; ya da bir gezgin, gittiği gördüğü yerleri anlatan, yediği içtiğini okuyucuyla paylaşan, doğa harikalarından dem vuran; ya da bir siyasi, parti çekişmelerini, mitinglerdeki coşkuyu aktaran. Raşel Rakella Asal bir “insan”. Büyüyen, güzelleşen, yararlanan, öğrenen bir insan. Hepimize benzer ve benzemez yanları var. Hayatında olanlar ve olmayanlar var. Sadece isimler ve mekanlar ve zaman farklı, hepsi bu! Yaşananlarsa hep insana dair ve ona ait olan şeyler. Ne kadar değişirse değişsin hep o saf, biçare, habersiz çocuğun sesini duyacaksınız bu yazılarda; çünkü o çocuk (o kadın ve o anne) sizsiniz! (ya da sizdiniz.) Hayat, insanı bazen dünyanın öbür ucuna, bazen hasta yatağına, bazen aşkın çıkmaz yollarına sürükler. Peki, anılar, yaşananlar, geçmiş zaman günleri nereye sürükler? Merak edenininiz var mı?
7 KASIM 2003 AKŞAMLIK kitap dergisi Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık | | Raşel Rakella AsalÖzgeçmişi1969'da İzmir Amerikan Kız Kolejini bitirdi. 1969'da İngilizce ve Fransızca dillerinde 'Ülkesel Turist Rehberlik Kokartı'nı aldı. Lozan'da Diavox Institut Moderne de Langues, Paris'te Cours de Civilisation Française de la Sorbonne, Besançon'da Universite de Frache-Comte Cours de Français, Royan'da Centre Audiovisuel de Royan pour l'etude des Languesda kurslara devam etti. Besançon'da sanat tarihi derslerine, Paris'te Louvre Müzesi'nin sanat tarihi seminerlerine katıldı.
1992'de Besançon'dan Fransızca 'Yeterlilik Sertifikası', 1995'te İspanya'nın Salamanca kentinde 'Escuela Salmantina de Estudios İnternacionales' dan'İleri Düzey İspanyolca Belgesi' aldı. 1997-2000 yıllarında Ankara'da Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfında yazarlığa hazırlık, uygulamalı yazarlık, yazın-felsefe ilişkisi seminerlerine katıldı. İki çocuk annesi olan yazar, çalışmalarını İzmir'de sürdürmektedir.
İnsanın İç Dünyasına ve Dilin İçine Doğru Yeni Bir Yolculuk
Her şey sanki bir eski zaman düşünde şimdi...
BİR KİTABIN ardından…
Adalet BİLGİN
Aynı anda üç kitabı geçtiğimiz ay Boşders Kitapları yayınevinden çıkan Raşel Rakella Asal’ın “Her şey Sanki Bir Eski Zaman Düşünde Şimdi” adlı kitabının tanıtımını yayınlıyoruz.
Aynı anda üç kitabı geçtiğimiz ay yayınlanan Raşel Rakella Asal 1949 yılında İzmir’de doğdu. İzmir Amerikan kız kolejini bitiren yazar, 1989 yılında İngilizce ve Fransızca dillerinde turist rehberi kokartı almış. Lozan’da “Diavox Institut Moderne de Langues”, Paris’te “Cours de Civilisation Français de la Sorbonne”, Besançon’da “Universite de French-Comte Cours de Français”, Royan’da “Centre Audiovisivel de Royan pour I’etude des Langues” da kurslara devam etmiş. Besonçon’da Açık Öğretim Üniversitesi’nde sanat tarihi derslerine, Paris’te Louvre Müzesi’nin sanat tarihi seminerlerine katılmış. 1992’de Ministere de L’education Nationale Academie Besançon’dan Fransızca yeterlik sertifikasını, 1995’de de Salamanca’dan ileri düzey İspanyolca belgesini almış.
1997-2000 yıllarında da Uğur Mumcu Vakfı’nda yazarlığa hazırlık, uygulamalı yazarlık, yazın- felsefe ilişkisi seminerlerine katılmış. Daha yazıya başlarken bütün bu eğitim bilançosunu vermekteki amacım, Raşel Rakella Asal’ın bir yazar ve bir insan olarak kendini yetiştirmeye, daha çok önem vermeye, daha çok okumaya verdiği önemi vurgulamak. Yazarlığı ve yazı denilen zorlu macerayı çok ciddiye aldığını anlatmak.
Yazarın, Haziran ayında “Boşders Kitapları” yayınevinden çıkan üç kitabı; Her şey Sanki Bir Eski Zaman Düşünde Şimdi, Volga Hüznü ve Duyuyor musun Kalbim? Adlarını taşıyor.
Her şey Sanki Bir Eski Zaman Düşünde Şimdi adlı anlatı aslında biyografi temeli üzerine oturuyor ve yazarın anneannesi Raşel Sabanoğlu’nun çok anlamalı, çok maceralı ve çok ilginç yaşamını bizlere aktarıyor.
Raşel Sabanoğlu’nun I. ve II. Dünya Savaşı’nın bütün zorluklarını yaşamış bir insanın, İzmir’de bir Yoksullar Evi kurmak ve yaşatmak için harcadığı insanüstü çabayı yazar, kendi gözlemlerinden, şahitliklerden de yararlanarak öyküleme tekniğiyle bizlere aktarıyor. Bu nedenle kitap baştan sona klasik anlamda bir biyografi çalışması değil. Hele o bildiğimiz kuru bir hayat hikayesi ve anılarla boğulmuş bir biyografi çalışması hiç değil. Küçük bir çocuk ve bir genç kız olarak onunla yaşadığı ilişkiden taşınan olağanüstü gözlemler, aktarılan ayrıntılar ve duygularla zenginleştirilip, yer yer yazarın kendisinden de otobiyografik izler taşıyan öykülemelerle, bir roman dokusuna ulaşılmış.
Mezarlıkbaşı’nda derme çatma, çatısı akan, duvarları teneke kutularla yamanmış, orada barınan ve yarı aç yarı tok hayatta kalmaya çalışan yoksul insanlarıyla, perişan haldeki Ev’i nasıl yaşanır hale getirdiğini daha sonra yine bütün olanakları seferber ederek inanılamaz bir çalışmayla Karataş’ta yepyeni modern bir bina yaptırarak nasıl Yoksullar Ev’ini oraya taşıdığını, katkıda bulunduğu veya başını çektiği diğer yardım faaliyetlerini, bir insan olarak özelliklerini, yer yer iç dünyasını, kocasını, çocuklarını, hayata bakışını öğreniyoruz, bir anlamada onun hayatına giriyoruz, dahil oluyoruz.
Ayrıca Raşel Rakella Asal, anneannesi Raşel Sabanoğlu’nun 1905 yılında İzmir Turgutlu’da başlayan ve 1972’de hayata veda ettiği güne kadar süren yaşamının ilginç ayrıntılarını Fransızca olarak kaleme aldığı kısacık güncesini- belki defterini demek daha doğru- Türkçeleştirerek kitabın kalbine yerleştirmiş. Yazar, kitabının kurgusu içine ustalıkla oturttuğu günceyi, iki aynı teknikle ele aldığı iki öyküyle beslemiş. İlki anneannesine ilişkin gözlemlerini ve anılarını içeren ve ikisi arasındaki ilişkinin ipuçlarını veren anlatılar. Anneanneyle yaşanan çok yakın arkadaşça ama mesafeli ilişki, dede’ye duyulan büyük saygı ve sevgi, onların derin duyarlılığı ve şevkatiyle beslenerek öğrenilmeye başlanan hayat; bir çocuğun yoksullara, kenar mahallelere, hastalara, ölüme bakışı, genç kızlığa, evliliğe, dine ilişkin gözlemler, duygular, hesaplaşmalar çok duygulu bir dille bir çerçeve bir öykü oluşturuyor. Hem anneannenin öyküsünden bağımsız, hem onunla ilişkili, birlikte yürüyen…
İkinci öyküde ise yazar; direkt olarak hayali bir sevgiliye hitaben yazarak, sanki anneannesinin faaliyetini, herkes için ama özellikle yoksullar için yaptıklarını, tek başına yoksullar evi kurma çabasını, gücünü, enerjisini, zaman zaman sert tavırlarını, yaşama tarzını, inanılmaz karizmasını anlamlandırmaya başladığı gençlik dönemlerini, hayali bir sevgili ve hayali bir aşkla simgeleştirerek, anneannesine duyduğu büyük aşka ve onunla yaşadığı çocukluk ve genç kızlığın pırıltılı, sevgi dolu ve heyecanlı yıllarına gönderme yapmakta, bir bağlantı kurmaktadır.
Büyük sevgi ve hayranlık duyduğu anneannesine, bu karşılıksız veren, karşılıksız sevebilen, sevilmemeyi göze alabilecek kadar ilkelerine bağlı, ödünsüz kadına, onun öyküsünün çevresine, önce anneanneyle yaşanmış büyük sevgiyi ve onunla hayatı öğrenme sürecinin tadını ve acılarını içeren öyküyü sarmış, onun da üzerine belki de hiç varolmamış bir sevgili ve hiç yaşanmamış büyük bir aşk öyküsü kurgulayarak yazar, sevgi üzerine kurulmuş, sevgiyle yaşanmış, sevgiyle bitirilmiş bir hayata, kocaman yürekli bir kadına belki de son bir selam vermek, teşekkür etmek ve bu inanılmaz hayatın önünde saygıyla eğilmek istemiş gibidir. Vefa borcu öder gibi. Aynı vefa borcunu umarız İzmir Musevi cemaati de gösterecek ve bu kitapla onu daha yakından tanıyarak, yaptıklarını daha iyi anlayacak ve bu inanılmaz emeğe sahip çıkacaktır.
|
| |